Herhalde bir daha karşıma çıksa herhangi bir televizyon kanalında hiç düşünmeden kanalı değiştirebileceğim nadir filmlerden birisidir "Lorenzo's oil""Lorenzo'nun yağı".Kötü olduğundan ya da berbat bir bütçe ile çekildiğinden değil , insanlığa bahşedilen duyguların , özellikle benim gibi filmlerden etkilenen biri olan kişiler için sakıncalı bir filmdir bu.Bir ailenin dramını , tüm gerçekliği ile yansıtıyor seyirciye , işlediği konunun ağırlığı insanın üzerine bir balyoz gibi düşüyor ve şükretmeyi öğreniyor her birey kendi hayatının gidişatına bakıp.En azından sağlıklıyım buna da şükür dedirtmesi bile büyük bir başarıdır diyebiliriz.
Filmin oyuncu kadrosunu göz önünde bulundurursak benim hayran olduğum yegane oyuncu ufak kahramanımız Lorenzo yu canlandıran "Noah Banks"tır.Böyle bir oyunculuk olamaz arkadaşım.Ne zaman aklıma bir hastalık gelse direk bu çocuk gözlerimin önünde canlanıyor.Artık nasıl bir yetenek olduğunu siz izleyip kendiniz görün.Özellikle bir kriz sahnesi vardır ki filmde ben insanım diyen herkesin gözlerini doldurup hatta böğür böğür ağlatabilir.Kahraman babamıza gelirse "Nick Nolte" tarafından canlandırılıyor Augusto Odone.Bir babanın neler yapabileceği hakkında inanın bu filmi izledikten sonra sınır olmadığını kabulleniyorsunuz.Özellikle bir sahnesi vardır ki baba bir kütüphanenin merdivenlerinden en alttaki merdivene kadar sürüklenerek iner ve acı içinde ağlar , bu sahne belki de bu filmi kendime yasakladığım yegane sahnedir.!! Annemiz Michael Odone"Susan Sarandon" bir annenin ne kadar özverili ve çocuğu için kendi hayatından nasıl vazgeçebildiğinin tek örneği.Özellikle Lorenzo atak geçirirken her sahnede büyülü ve dev bir oyunculuk izliyorsunuz.İnsana Pes yani dedirtiyor.Filmde belki de sadece başta ve sonlara doğru görünen ama Lorenzo'nun en yakın arkadaşı olan "Maduka Steady" Omouri var.Bir insanın nasıl dost olması gerektiğini ve en kötü zamanında dostun neler yapabileceğinin kanıtıdır Omouri.
Ve işin en acıklı yanı , bu yaşanılanların hepsinin birebir gerçek olması.Bu dünya üzerinde birileri bizim hayal edemediğimiz acılarla mücadele ediyor ve pes etmiyor.Biz kendi acılarımızın bu kadar büyük olduğunu düşünüp kendimizi bunalıma sokarken , dışarıda bir yerlerde kaldıramayacağımız acılar yaşanılıyor ve kimse bilmeden , duymadan son buluyor.Lorenzo'nun babası bu yaşadıkları sonucunda Fahri doktora ödülü aldı.Ve hala "ADL" hastalığı üzerine bir derneğin başkanlığını yapıyor ve bu hastalıkta kendi çocuğunu kurban vermiş olsa bile ondan sonra gelecek olan nesillerin aynı hastalıktan hayatlarının kararmasını engelliyor.Annemiz ne yazık ki yaşadığı acılara daha fazla dayanamamış ki kanserden 2000 yılında öldü.Lorenzo ise 2008 yılında hayata veda etti.
Çocuğun hastalanacak , ve tedavisi olmayacak , kimse kılını kıpırdatmayacak ve sen o hastalığa bir çare bulacaksın hem de kütüphaneden yıllarca çıkmadan , işinden kovularak , paran olmadığı halde ordan burdan para toplayarak.Sanırım baba olmak anne olmak ne demek bu film anlatıyor.
Lorenzo'nun yağı ismi de nerden geliyor diye soruyorsanız eğer şöyle ifade edeyim , ADL hastalığının yayılmasını engelleyen ve Augusto Odone 'nin araştırmaları sonucu geliştirdiği daha sonra İngiltere de bir Kimyager tarafından özel olarak birkaç yağın süzdürülmesi , damıtılması sonucu elde edilen yağ.
İzlemediyseniz kesinlikle izleyin bu filmi ! Ama bir kere izlemek size yetecek hatta artacaktır inanın bana.Benim Arşivimde özel olarak DVDsi var.Ama karşıma çıkmasını bile engelliyorum=)
Lorenzo'S Oil 1992 Trailer
Sağlık ve Özgürlük ile kalın;)
ikinci kez izlenmeye "dayanılamayacak" güzellikteki film..
YanıtlaSilevet dediğim gibi ibretlik !!
YanıtlaSil