26 Haziran 2011 Pazar

"Nokta"


  Hayat böyledir bazen , ufak bir dakika bütün var olanları altüst eder.Nereden geldiğinizin bir önemi yoktur ve kim olduğunuzun.Bazıları kader ne derse odur der, bazıları da kaderi biz çizeriz der.Ne yani kime aşık olup kime aşık olamayacağımız bizim elimizde mi ? Yani ben çıkıp bugüne kadar çektiğim acıların bütün suçlusu olarak kendimi siz de kendinizi mi görmelisiniz ?


 "Ama biliyorum birilerinin aklında iki düşüncenin bir kapı olup kapanmasına ramak kala sıkıştım araya ve kaldım orada."Peki siz biliyor musunuz ? Kimin aklında bir noktasınız? Küçümsemeyin noktaları.Konuşmalarımızda bize bir ifade etmezken , o mistik kokan kitaplarda kaybolurken bize nefes aralığı ve rehberlik yaparlar.Bu yüzden hayatımda ki insanları "nokta" ya benzetiyorum ben. Bana nefes veren ve yol gösteren.

   Önceleri gitmek daha kolay gelirdi ve gidesim olurdu hep.Şimdi o kadar zor ki.Ama dedik bir kere değil mi insan kaderini kendisi çizer diye.Ve ben öyle bir çizgi çektim ki , sınırları kendi gövdem gibi duran ama adımı bilen herkesi kaplayan.Öyle bir çizgi ki sonsuz olarak görülen ama sonu bir nokta olan aynı başı gibi.

"Kelebek kadar ömrümüz var sevmek lazım hemen başlayalım
  kaybedecek neyimiz var"

   Farkında olmadan kapılıp giden bir ruh , kör bir adama benziyor sanki.Görmeden ama korkmadan.Tıpkı pervaneler gibi.Kaybedecek neyimiz var sence ?Kaybedecek neyiniz var ?.Hep sevmeyeceğim deyip sonrasında sevdiğim için, nedense güvenme deyip güvendiğim için, sonunda kendimi kendi gövdemin içinde en derinlerde bulduğum için kendimden nefret etmiyorum hayır.Siz de etmeyin.Çünkü sevmek ve sevilmek bir rus ruletidir ve kimileri şanslıdır kimileri şanssız.Ama asıl güzel olan rus ruletine bir eşiniz olmasıdır.Sonunun ne olduğu önemli değil, sizinle o sona gelebilecek birinin olabilmesi en büyük hediyedir.

   Aşk tesadüfleri sever mi bilmem ama , onu keşfetmek sanırım bize düşüyor ve nerede karşımıza çıkacağı hiç belli olmuyor.Artık bırakıyorum o demirden kapıların sürgülerini açık bir şekilde.Çünkü koruyarak kendimi ve korumaya çalışarak onları kaybettim , kaybettiniz."Artık içimde dolaşan alkol gibi sarhoş olmak istiyorum ona".Ruhu bile duymadan ruhuna karışmak...

   Şimdi kimileri hikayelerine noktayı koydu kimileri de o cesareti bulamadı.Ve ben arkadaşlar o noktaya sahip olduğumu yeni fark ediyorum , tek günahım hayatımı virgüllere kaptırıp bir son bulamamaktı.Şimdi ise hep yaptığım gibi düşünmeden , anı yaşamak istiyorum.Ve artık noktayı koyuyorum tam sol tarafımın ortasına.Mürekkep akar mı bilinmez ama izi geçmez eminim.Çünkü kalp o ufak sınırlarının içinde herkese ait bir raf yapar yavaş yavaş ve yıllar geçtikçe tozlanır bütün raflar.Arada sırada döner ve bakarsın o rafta duran her neyse, bir vazo , bir resim , bir şarkı ve bütün bu imgelerin hatırlattıkları benlikler (nokta olamayan kesirler).Elinde kalan sadece sesi unutulmuş , yüzü unutulmuş bir adam ya da kadın.İşte bundandır bütün insanların yavaş yavaş öne sarkması.Yürek ağırlaşır ve geride ne varsa kendisi ile beraber sallandırır yeryüzünün 80 milyar boşluğunda.

"nokta"

22 Haziran 2011 Çarşamba

Asumâni

Bu öyle bir havf ki

Kırılır kalemi bilesin kaderin
baktığım aynalar â'yân olsa 

şâd kırılır düşlerinin çeperinde çaresiz
boynu bükük bir dârû-berd kalsa suretlerden yana
sâye sarar dört bir tarafını duyguların
ve
Beni aya küstürür bu puslu Hüsn...

Asumâni bir giz bu
bulayacaksan ruhunu bilelim de
dağılsın bu mühür kaplı suskunluğu günlerin...

21 Haziran 2011 Salı

Ramak...

Artık gücümüz kalmamış bizim birader, hani aklımız başında da değilmiş kuytuda zulamız da yok.Nedense gidesim var.Ve cidden dönmemek üzere.Öyle bir gidesim var ki tüm suretlerden geçip bildiğim özlemek ve özlenmek.Öyle bir gidesim var ki , keşke demek ve dedirtmek.Burdan tüm lekelerime ve günahlarıma sesleniyorum.Görev tamamlandı , bir kemik ve yağ yığınının içinde gün geçtikçe daralan bir ruha ve o ruhun yuvarlak kıvrımlarında keskinleşen kırıklarla doluyum.
Ramak kaldı gidip satmama ruhumu adiliğe ve şerefsizliğe...Belki daha mutlu oluruz kim bilir...

20 Haziran 2011 Pazartesi

Short Animations

REPLAY
In a destroyed world, the only glimpse of hope is the memory of a forgotten past. But be careful not to let your dreams control your mind...This is Replay an amazing animated short film.

Animation by anthonyvoisin - the film is distributed by Talantis Films. 
_______________________________________________________________________________________________
 
ONE LIFE
This animation will make you think about your life. The song is "old man" by Neil Young Animation by Corey Hayes
_______________________________________________________________________________________________

CREEPY
Amazing and creepy animated short about a child's visit to a toy store by the talented Rodrigo Blaas for Alma Films. The best short film i've seen in ages.
pixar.
______________________________________________________________________________________________



SMILE
Smile is a touching animation about a robot that is searching for one thing that technology can not give it. 
Animation by Paris Zarcilla
.Aniboom.

AGAIN

I've been searching for you
I heard a cry within my soul
I've never had a yearning quite like this before
Now that you are walking right through my door

All of my life
Where have you been?
I wonder if I'll ever see you again
And if that day comes
I know we could win
I wonder if I'll ever see you again

A sacred gift of heaven
For better, worse, wherever
And I would never let somebody break you down
Nor take your crown, never

All of my life
Where have you been?
I wonder if I'll ever see you again
And if that day comes
I know we could win
I wonder if I'll ever see you again 
And everytime I've always known
That you were there, upon your throne
A lonely queen without her king
I longed for you, my love forever

All of my life
Where have you been?
I wonder if I'll ever see you again
And if that day comes
I know we could win
I wonder if I'll ever see you again

All of my life
Where have you been?
I wonder if I'll ever see you again
And if that day comes
I know we could win
I wonder if I'll ever see you again

All of my life
Where have you been?
I wonder if I'll ever see you again
And if that day comes
I know we could win
I wonder if I'll ever see you again

I wonder if I'll ever see you again
I wonder if I'll ever see you again
I wonder if I'll ever see you again
I wonder if I'll ever see you again

I wonder if I'll ever see you again
I wonder if I'll ever see you again
I wonder if I'll ever see you again

19 Haziran 2011 Pazar

...

Yok olmaktan yoruluyor insan artık 
büyüyor...
ve tüm göçler sonunda başladığı yere dönüyor
Kimin kimi durdurmaya gücü var ki 
sadece biraz mutlu olmak 
hakkın olan 
hakkım olan
verilecek bir söz yok 
beklenen bir söz yok 
sadece olduğu gibi yaşamak lazım hayatı 
Düşünmüyorum bak ben 
Sen de düşünme 
Bir soru sorulacaksa eğer 
sorulur günü geldiğinde
karışık olan biz değiliz 
çemberin dışı 
o yüzden sıkma canını sen de 
sadece ne yaşamak istiyorsan onu yaşa 
bil ki burada kaybedeceğin biri yok 
ne olursa olsun 
Elinde kalan bir ben 
Elimde kalan bir sen
...

Eğlenceli Bir yaz !!=)

18 Haziran 2011 Cumartesi

...

   O kadar yavaş yürüyordu ki çocuk ,
 düşünceleri bir gölge misali ayak izlerine düşüyordu.
Ay uzun zamandır olmadığı kadar ihtişamlıydı.
Yollar siyah ve beyazın ahenkli dansı gibi ritme uygun aydınlanıyordu.
Uzun bir gece de doyumsuz bir dansı seyre dalmıştı çocuk.Gölgelere sarılıyordu ve kolları kendi gövdesi kadar doluyordu.
Yürüdü ve sustu...
Bir adım ve ötesinde bir ufak adım daha.Yol hiç bilmediği bir kavşağa buse konduruyordu bilinmezlerden ve yeni umutlardan yana.
Siyahın içinde tüm renkler gök-kuşağına nispet edercesine sevişiyorlardı.
Renkler aşka alacalanıyordu.

İçimden geldi...

bir muhteşem "yüzyıl" bahşedildi bana
içerisine milyonlarca "yıldız çiçeği" serptiler 
ve "bereket" çiseliyordu geleceğe dair...

ve o muhteşem görünüyordu bugün/gece...