Hayat böyledir bazen , ufak bir dakika bütün var olanları altüst eder.Nereden geldiğinizin bir önemi yoktur ve kim olduğunuzun.Bazıları kader ne derse odur der, bazıları da kaderi biz çizeriz der.Ne yani kime aşık olup kime aşık olamayacağımız bizim elimizde mi ? Yani ben çıkıp bugüne kadar çektiğim acıların bütün suçlusu olarak kendimi siz de kendinizi mi görmelisiniz ?
"Ama biliyorum birilerinin aklında iki düşüncenin bir kapı olup kapanmasına ramak kala sıkıştım araya ve kaldım orada."Peki siz biliyor musunuz ? Kimin aklında bir noktasınız? Küçümsemeyin noktaları.Konuşmalarımızda bize bir ifade etmezken , o mistik kokan kitaplarda kaybolurken bize nefes aralığı ve rehberlik yaparlar.Bu yüzden hayatımda ki insanları "nokta" ya benzetiyorum ben. Bana nefes veren ve yol gösteren.
Önceleri gitmek daha kolay gelirdi ve gidesim olurdu hep.Şimdi o kadar zor ki.Ama dedik bir kere değil mi insan kaderini kendisi çizer diye.Ve ben öyle bir çizgi çektim ki , sınırları kendi gövdem gibi duran ama adımı bilen herkesi kaplayan.Öyle bir çizgi ki sonsuz olarak görülen ama sonu bir nokta olan aynı başı gibi.
"Kelebek kadar ömrümüz var sevmek lazım hemen başlayalım
kaybedecek neyimiz var"
Farkında olmadan kapılıp giden bir ruh , kör bir adama benziyor sanki.Görmeden ama korkmadan.Tıpkı pervaneler gibi.Kaybedecek neyimiz var sence ?Kaybedecek neyiniz var ?.Hep sevmeyeceğim deyip sonrasında sevdiğim için, nedense güvenme deyip güvendiğim için, sonunda kendimi kendi gövdemin içinde en derinlerde bulduğum için kendimden nefret etmiyorum hayır.Siz de etmeyin.Çünkü sevmek ve sevilmek bir rus ruletidir ve kimileri şanslıdır kimileri şanssız.Ama asıl güzel olan rus ruletine bir eşiniz olmasıdır.Sonunun ne olduğu önemli değil, sizinle o sona gelebilecek birinin olabilmesi en büyük hediyedir.
Aşk tesadüfleri sever mi bilmem ama , onu keşfetmek sanırım bize düşüyor ve nerede karşımıza çıkacağı hiç belli olmuyor.Artık bırakıyorum o demirden kapıların sürgülerini açık bir şekilde.Çünkü koruyarak kendimi ve korumaya çalışarak onları kaybettim , kaybettiniz."Artık içimde dolaşan alkol gibi sarhoş olmak istiyorum ona".Ruhu bile duymadan ruhuna karışmak...
Şimdi kimileri hikayelerine noktayı koydu kimileri de o cesareti bulamadı.Ve ben arkadaşlar o noktaya sahip olduğumu yeni fark ediyorum , tek günahım hayatımı virgüllere kaptırıp bir son bulamamaktı.Şimdi ise hep yaptığım gibi düşünmeden , anı yaşamak istiyorum.Ve artık noktayı koyuyorum tam sol tarafımın ortasına.Mürekkep akar mı bilinmez ama izi geçmez eminim.Çünkü kalp o ufak sınırlarının içinde herkese ait bir raf yapar yavaş yavaş ve yıllar geçtikçe tozlanır bütün raflar.Arada sırada döner ve bakarsın o rafta duran her neyse, bir vazo , bir resim , bir şarkı ve bütün bu imgelerin hatırlattıkları benlikler (nokta olamayan kesirler).Elinde kalan sadece sesi unutulmuş , yüzü unutulmuş bir adam ya da kadın.İşte bundandır bütün insanların yavaş yavaş öne sarkması.Yürek ağırlaşır ve geride ne varsa kendisi ile beraber sallandırır yeryüzünün 80 milyar boşluğunda.
"nokta"